Psikolog Rümeysa Boran Yazdı: Öfkenin Görünmeyen Yüzü

Psikolog Rümeysa Boran Yazdı: Öfkenin Görünmeyen Yüzü
Psikolog Rümeysa Boran Yazdı: Öfkenin Görünmeyen Yüzü
Rümeysa Boran
  • Yayınlanma: 4 Ekim 2024 15:47

Sizlerin desteği ve katkılarıyla daha hızlı ve doğru haberler sunabilmek için WhatsApp haber ihbar hattımıza yaşadığınız, tanık olduğunuz olayları bize anında bildirebilirsiniz.

Duygular hayatımızda çok büyük bir önem taşımaktadır. Hayatı anlamlandırmamıza ve farklı birçok amaca hizmet ederler. Henüz belki de adını bile koyamadığımız sayıca çok fazla duygumuz vardır. Fakat bunlar arasında ele alacağımız 7 tane temel duygumuz var. Bunlar; korku, mutluluk, üzüntü, öfke, tiksinti, utanç ve mutluluk duygularımızdır. Bütün duyguların hayatımızda birden fazla işlevi vardır. Mesela üzüntü duygumuz sayesinde hayatımızdaki birçok şeyin değerinin farkına varırız. Korku duygusunu ele alacak olursak belki de korku duygumuz olmasa insan ırkı bu zamana kadar varlığını sürdüremezdi ve bu zamanlara kadar gelemezdik. Çünkü bizler korku duygumuz sayesinde kendimizi tehlikelere karşı koruruz ve hayatta kalma mücadelesi veririz. Ya da utanç duygumuz olmasa belki de diğer insanları hiç umursamadan üstsüz başsız bir şekilde sokağa çıkardık.

Öfke duygusu, zaman zaman hepimiz için zorlayıcı ve istenmeyen bir duygu olarak görülebilmektedir. Bazen kendi öfkemiz bazen de karşımızdaki insanların öfkesiyle nasıl başa çıkacağımız konusunda zorlanabilmekteyiz. Çoğumuz aklından “keşke öfke duygusu olmasa“ düşüncesi geçebilmektedir. Öfke aslında bizim için tıpkı diğer duygular gibi gerekli ve sağlıklı bir duygudur. Biz öfke duygumuz sayesinde hayatımızda hoşlanmadığımız, istemediğimiz şeylere veya kişilere karşı sınırlarımızı belirleriz. Öfke duygumuz sayesinde hakkımızı korumaya çalışırız. Hayatımızda diğer her şeyde olduğu gibi duygularında dozu çok önemlidir. Öfke için her ne kadar sağlıklı bir duygu desek bile fazlası kendiyle beraber sorunları da doğurabilmektedir. Öfkeyle beraber gelen saldırganlık bu sorunlardan başlıcası ve en sık karşılaşılanıdır.


Saldırganlık ve öfke duygusunu birbirinden ayırmamız gerekmektedir. Size kötü davranıldığında veya haksızlığa uğradığınızda kızgın hissetmek tamamen normal olsa da, öfkenizi kendinize veya başkalarına zarar verecek şekilde ifade ettiğinizde bir sorun haline gelir. Bu artık bir duygu olan öfkeden çıkıp agresyona girer. Bu yüzden öfkeyi iyi tanımak ve onu kontrol edebilmek çok önem taşımaktadır. Şimdi öfkeyi biraz daha yakından tanıyalım.

Öfke duygusunu aslında buzdağına benzetebilirsiniz. Bu çok sık kullanılan bir metafordur aslında. Buzdağının suyun yüzeyinde küçük bir kısmı kendini gösterirken suyun altında çok büyük bir kısmı görünmez halde saklanmaktadır. Bazen öfkemizin altında yatan sebepler görünen sebeplerden çok farklı olabilmektedir. Öfke çoğu zaman ikincil bir duygu olarak buzdağının görünen kısmında bir maske görevi üstlenirken aslında altta yatan yani görünmeyen ve asıl görülmesi gereken duygularımız saklanabilmektedir. Buzdağının altında yatan nedenler suçluluk, hayal kırıklığı, korku, çaresizlik, kıskançlık, incinme, engellenme, nefret, haksızlık ve pişmanlık olabilir. Bunları ilk başta öfke halindeyken fark etmemiz zordur.

Oysaki kendi öfkemizi veya karşımızdaki kişinin öfkesini tanımaya çalışmak, tepkilerimizi kontrol edebilmek, altta yatan nedeni anlayabilmek bizi çözüme ulaştırır. Biz bunu yapmak yerine en kolay yolu seçip ya kendimizi ya da karşımızdakini suçlamaya başlıyoruz. Öfkemizi daha sağlıklı yaşayabilmemiz için öncelikle altta yatan nedenleri farkına varmamız gerekmektedir. Böylece onu daha iyi tanıyabilir ve kontrol edebiliriz.